Anne ve bebek hayatı için sezaryen
Eski yıllara göre günümüzde sezaryen oranı hem gelişmiş dünyada hem de Türkiyede artmaktadır. Sezaryen oranındaki bu artışın çok sayıda nedeni vardır. Sezaryanın oranının artmasının nedenlerini sıralayacak olursak;
- Anne ve bebek sağlığı için gereklilik durumlarının artması
- Ailelerin 2 bebekten fazla istememesi
- İleri yaşta gebeliklerin artması
- Aşırı kilo alınan gebeliklerin artması
- Tüp bebek gebeliklerinin artması
- Gebelik zehirlenmesi
- Kontrolsüz şeker hastalığı
- Anne adayının aşırı doğum korkusu olması
- Vajinismus hastalığı
Bunlar nedenlerin bir kısmıdır.
Gerektiğinde sezaryen hayat kurtarır!
Anne ve bebek sağlığı için gerekli durum ortaya çıktığında, normal doğuma zorlamak anne ve bebek hayatını tehlikeye sokabilir. Bu nedenle sezaryenin bu durumlarda son derece faydalı ve gerekli olduğu unutulmamalıdır.
İlk gebeliği sezaryen olan anne adayları
İlk gebeliği sezaryen olan anne adaylarının genel olarak 3. veya 4. sezaryenden sonra tüplerinin bağlanmasının önerilmesi mantıklı bir yaklaşımdır. Çünkü sezaryen sayısı artıkça sonraki gebeliklerde olabilecek bazı olumsuz durumlarda artış görülmektedir. Bunlar sıralayacak olursak;
- Plasenta previa
- İnsizyon hattında gebelik
- Yapışkan plasenta ( akreata, inkreata veya perkreata gibi…)
Bu durumlar aslında çok sık görülen durumlar değildir. Ancak görüldüğünde riskli gebelik sınıfına girmekte ve doğumlarında kanama riski son derece yüksek gebelikler oluşmaktadır.
Aslında basit bir miyom ameliyatı, rahim içi perde ameliyatı veya kürtaj işlemlerden sonra bile görülebildiğini unutmamak gerekir. Sonuçta bu durumlar riskli gebelik oluşturmaktadır.